Gerçek bir hikayeden ilham alınan ve Shawn Justice’in yönetmen koltuğunda oturduğu film, küçük bir kasabada geçer. Yeni bir papaz ve ailesi kasabaya taşındıktan sonra, kasabada en yakın dostluk ilişkileri kurdukları çift evlerinde ölü bulunur. Öncesinde kasabadaki insanlar evlerinin kapılarını bile kilitlemezken, cinayet haberinden sonra bütün kasaba paniğe kapılır. Herkes yaşadıkları korku ve panik sebebiyle herkese şüpheli gözüyle bakar, ancak bu korkuyu Tanrı’ya olan inançlarıyla hafifletmeye çalışırlar. Öldürülen çiftin evinde hiçbir şey çalınmamıştır ve bütün kasaba tarafından çok sevilen bu iki insanın neden öldürülmüş olabileceğine dair hiçbir neden bulunamaz. Ancak daha sonra aslında kaybolmuş bir eşyanın olduğu fark edilir ve peşine düşebilecekleri bir ipucu bulunmuş olur.