Bu film iç içe giren iki farklı öyküyü anlatıyor. Bir tarafta bombalarla sarsılan Halep’ten kaçarak kız kardeşi ile yollara düşen Suriyeli göçmen Halid. Uzun bir göç yolculuğunda kız kardeşini kaybeden Halid bir geminin kazan dairesinde Helsinki’ye varır. Diğer yanda ise Wikström, kravat ve erkek gömleklerini satan bir seyir satıcıyken pokerde kazandığı para ile kendisine bir lokanta satın alır. Başvurusu reddedilen Halid diğer bir çok mülteci gibi yasa dışı olarak kalmaya karar verir. Bir yandan da kız kardeşini aramaktadır. Yasa dışı yaşamda ırkçılık kadar dostlukla da karşılaşan Halid Wickström’ün restoranının çöplüğünde uyurken Wikström tarafından bulunur ve onun yanında çalışmaya başlar. Bu iki farklı insanın dostluğu dünyanın daha iyi bir yer olabileceğini ya da olması gerektiğini gösterir mi?